Dünyanın en tehlikeli tır yolculuğuna çıkmaya hazır mısınız? Hayal edin: Önünüzde uçsuz bucaksız bir çöl, yanınızda güvenilir bir Tuareg rehber, cebinizde ise dolar banknotları ve silahlı milislerle pazarlık yapmak için birkaç "dost" telefon numarası... Hoş geldiniz gri bölge lojistiğinin büyüleyici ve bir o kadar da tehlikeli dünyasına! Burada kuralları devletler değil, çölün kumları yazıyor.

Gri bölge lojistiği denince akla ilk gelen soru şu: Bir iPhone nasıl oldu da Mogadişu'da bir mağazada satışa çıkabiliyor? Cevap, modern dünyanın en ilginç paradokslarından birinde yatıyor. Resmi gümrük kapılarının olmadığı, devletin ulaşamadığı bu bölgelerde, lojistik adeta bir "kervan ticareti 2.0"a dönüşmüş durumda. Somali'den Libya'ya uzanan çöl yollarında, Çin'den gelen bir konteyner en az 15 farklı kontrol noktasında durmak zorunda. Her durakta yeni bir pazarlık, yeni bir "geçiş ücreti". İşin ilginci, bu silahlı gruplar tıpkı bir devlet gibi düzenli tarifeler oluşturmuş durumda. Standart geçiş ücreti 500$ (silahlı adam başına tabii), acil durumlarda bu rakam %200 artıyor ama eğer doğru adamları tanıyorsanız %50 indirim kapabilirsiniz. NATO'nun "izin verilmeyen ortamlarda lojistik" olarak adlandırdığı bu sistem, küresel tedarik zincirlerinin en karanlık ama bir o kadar da verimli yüzünü oluşturuyor.

Peki ya teknoloji bu denklemde nerede duruyor? İşte bu noktada işler daha da ilginç bir hal alıyor. İstanbul'dan yola çıkan bir tırın Somali'deki konumunu takip etmeye çalışsanız, karşınıza çıkacak manzara modern lojistiğin çaresizliğinin bir kanıtı gibi. GPS sinyalleri yerel grupların Çin yapımı karıştırıcılarıyla devre dışı bırakılmış, blok zinciri teknolojisi ise kontrol noktalarında telefonunuzu "emanet" bırakmak zorunda kalmanızla anlamsız hale geliyor. Drone'ların düşürülme ihtimali ise neredeyse %90. Tam da bu noktada devreye Tuareg kabilelerinin bin yıllık navigasyon bilgisi giriyor: "Üçüncü kum tepesinden sonra develerin durduğu kuyuya sapacaksınız." Modern teknolojinin çaresiz kaldığı yerde, kadim çöl hafızası zafer kazanıyor.

Bu sistemin en şaşırtıcı yanı ise verimlilik paradoksu. Resmi yollarla 45 günde gidecek bir kargo, gri bölge rotaları sayesinde 9 günde varış noktasına ulaşabiliyor. Maliyetler ise %300'e varan oranlarda düşüyor.  Resmi belgelerle başlayan yolculuk, yerel kabile liderlerinin korumasıyla devam ediyor. Tıpkı Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki "gri bölge stratejisi" gibi, burada da sınırlar bulanıklaşıyor ve yeni bir düzen ortaya çıkıyor.

Gri bölge lojistiği bize çarpıcı bir gerçeği gösteriyor: Devletsiz bölgelerde lojistik inanılmaz bir şekilde %65 daha hızlı işliyor. Bu durum, küresel tedarik zincirlerinin geleceği hakkında önemli soruları da beraberinde getiriyor. Yapay zeka çölde Tuareg rehberlere yenik düşerken, Çin'in milyar dolarlık Kuşak-Yol projeleri bile yerel aktörlerle uzlaşmak zorunda kalıyor. Peki ya siz olsaydınız? Bir iPhone'u Mogadişu'ya ulaştırmak için resmi kanalları mı yoksa "yerel çözümleri" mi tercih ederdiniz? Cevabınız, belki de lojistiğin geleceğine dair en önemli ipucunu veriyor. Sonuçta, çölün kumları üzerinde yazılan bu yeni kurallar, bir gün tüm dünyanın lojistik anlayışını değiştirebilir.

Yorumlar

Daha yeni Daha eski