Ticaretin bel kemiği olan Kızıldeniz'deki gelişmeler, iş yapış şeklimizi ve stratejilerimizi yeniden gözden geçirmemizi gerektiriyor. Kızıldeniz, yüzyıllardır Avrupa ve Asya arasında mal taşımacılığı için hayati bir su yolu olmuştur. Afrika ve Orta Doğu arasında dar bir şekilde sıkışmış olan bu su yolu, Hint Okyanusu'nu Süveyş Kanalı ve Akdeniz'e bağlamaktadır. Ancak son aylarda, Yemen'deki Husi isyancılarının Kızıldeniz'deki gemilere yönelik saldırıları, ticari deniz taşımacılığında büyük aksamalara neden olmuştur. Bu durum, küresel ticaret ve lojistik üzerinde geniş kapsamlı ekonomik etkiler yaratmaktadır.
Husi Hareketi ve Bölgesel Etkileri
Husiler, Yemen'in batısında büyük bir kabile ittifakı olarak bilinir ve ülkenin başkenti Sana'a'yı kontrol etmektedirler. İsrail'in Gazze'ye yönelik savaşında yeni bir cephe açarak Kızıldeniz'deki kargo gemilerini hedef almışlardır. ABD ve Batılı müttefikleri, Gazze'ye yönelik İsrail saldırılarını durdurmak için hiçbir şey yapmazken, Husilerin uluslararası deniz taşımacılığını kesintiye uğratmasını önlemek için 10 uluslu bir uluslararası güç oluşturmuşlardır. Ancak, Fransa, İspanya ve İtalya'nın donanmalarının Washington'un "Prosperity Guard Operasyonu" altında faaliyet göstermeyeceğini açıklamasıyla, ABD liderliğindeki çok uluslu güç başlangıçta tökezlemiştir.
Husilerin saldırıları, özellikle Hamas'ın İsrail'e yönelik saldırılarının ardından daha da dikkat çekici hale gelmiştir. Bu saldırılar, bölgedeki denizcilik faaliyetlerinin güvenliği konusunda ciddi endişeler yaratmakta ve küresel tedarik zincirleri için büyük riskler oluşturmaktadır. Husiler, Bab el-Mandeb Boğazı ve Süveyş Kanalı üzerinden İsrail limanlarına giden gemileri hedef aldıklarını belirtmişlerdir. Bu saldırılar, küresel ticaretin önemli bir kısmını tehdit etmektedir.
![]() | |
| Bab el-Mandeb Boğazı Google Maps Görüntüsü |
Küresel Tedarik Zincirlerine Etkiler
Kızıldeniz, dünya ticaretinin %12'sini oluşturan küresel deniz taşımacılığının önemli bir kısmını barındırmaktadır. Bab el-Mandeb Boğazı'ndan her yıl yaklaşık 1 trilyon dolarlık mal geçmektedir. Husilerin saldırıları, bu hayati ticaret yolunu tehdit ederek küresel tedarik zincirlerinde ciddi aksamalara yol açmaktadır. Bu durum, ticaretin güvenliğini tehlikeye atmakta ve küresel ekonomide belirsizlik yaratmaktadır.
Zera Zheng, Maersk'in Küresel İş Sürekliliği Danışmanlığı Başkanı, Kızıldeniz'in Husi militanlarının ticari gemileri hedef alması nedeniyle jeopolitik gerilimlerin merkezi haline geldiğini belirtmiştir.
19 Kasım 2023'ten bu yana 33'ten fazla saldırı rapor edilmiştir. Bu saldırılar nedeniyle yaşanan kesintiler, küresel konteyner trafiğinin önemli bir payını ve yıllık 1 trilyon dolardan fazla malı tehdit etmektedir. ABD ve AB, ticaret akışlarını korumak için "Prosperity Guardian" ve "Aspis" operasyonlarını başlatmış olsa da, Husilerin drone ve füze kullanımı ve gemi takip yetenekleri gibi zorluklar devam etmektedir.
Alternatif Rotalar ve Artan Maliyetler
Husilerin saldırıları nedeniyle, birçok armatör Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı yerine Ümit Burnu üzerinden daha uzun bir rota kullanmayı tercih etmektedir. Bu alternatif rota, Asya'dan Kuzey Avrupa'ya ve Doğu Akdeniz'e olan yolculuğu 3,000 deniz mili ve 10 gün uzatmaktadır. Bu durum, nakliye maliyetlerini önemli ölçüde artırmakta ve küresel ticaretin maliyet yapısını etkilemektedir. Sigorta şirketleri, Kızıldeniz'deki gemiler için savaş riski primlerini artırmış, bu da nakliye maliyetlerini daha da yükseltmiştir. Her bir sefer için ek yakıt maliyetlerinin 1 milyon dolara kadar çıkabileceği tahmin edilmektedir.
Lars Karlsson ve Rico van Leuken gibi Maersk yetkilileri, bu zorluklar karşısında işletmelerin tedarik zincirlerinde daha fazla esneklik ve dayanıklılık aradığını belirtmektedir. Maersk, bu ihtiyaca yanıt olarak ağını ayarlamakta ve müşterilerini desteklemek için alternatif çözümler sunmaktadır. Bu önlemler, esnek ve yenilikçi tedarik zinciri stratejilerinin önemini vurgulamaktadır. Artan jeopolitik belirsizliklerle işaretlenen bir dönemde, dayanıklılık kapasitesi, küresel tedarik zincirlerinin sürekliliğini ve istikrarını korumada hayati öneme sahiptir.
Enerji Güvenliği ve Ekonomik Etkiler
Kızıldeniz'deki gemi trafiğinde yaşanan kesintiler, özellikle Avrupa'nın Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltma çabaları sırasında, enerji güvenliği üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Avrupa ülkeleri, Orta Doğu'dan gelen LNG'ye daha fazla bağımlı hale gelmişken, bu ticaret yolundaki kesintiler enerji fiyatlarında dalgalanmalara neden olmaktadır. Petrol fiyatları, Kızıldeniz'deki saldırılar nedeniyle artış göstermiştir. BP gibi büyük enerji şirketleri, Kızıldeniz üzerinden yapılan sevkiyatları durdurmuş, bu da enerji piyasalarında dalgalanmalara yol açmıştır.
Simon Evenett, St. Gallen Endowment for Prosperity Through Trade'in kurucusu, 19 Kasım 2023 ile 9 Şubat 2024 arasında Kızıldeniz ve Aden Körfezi'nde 80 "olay" yaşandığını belirtmiştir. ABD ve İngiltere donanma gemileri, 11 Ocak 2024'te Husi fırlatma noktalarını bombalamaya başlamış ve 26 Ocak 2024'ten bu yana gemilere yönelik yeni saldırılar azalmıştır. Ancak, zafer ilan etmek için henüz erken olduğunu belirtmektedir. Birçok Batılı konteyner nakliye hattı, Süveyş Kanalı'na gitmek yerine Ümit Burnu etrafında yönlendirilmekte, bu da yolculuklara iki hafta eklemekte ve gereksiz masraflara yol açmaktadır.
Uluslararası Tepkiler ve Askeri Müdahaleler
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, Kızıldeniz'deki deniz taşımacılığını korumak amacıyla çok uluslu bir deniz operasyonu olan "Prosperity Guardian"ı başlatmıştır. Bu operasyon, ABD, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerin katılımıyla, Kızıldeniz, Bab el-Mandeb ve Aden Körfezi'nde deniz güvenliğini sağlamayı hedeflemektedir. Ancak, bu askeri müdahaleler, bölgesel çatışmaların tırmanma riskini de beraberinde getirmektedir. Husi liderleri, bu koalisyona katılan ülkelerin gemilerini hedef alacaklarını açıklamışlardır.
Marion Jansen, OECD Ticaret ve Tarım Direktörlüğü Direktörü, uluslararası sularda birkaç on yıllık göreceli barış ve istikrarın ardından, uluslararası deniz trafiği için kilit rotaların şiddetli saldırılarla rehin alındığı bir duruma geri döndüğümüzü belirtmektedir.
Kızıldeniz'deki deniz taşımacılığı, jeopolitik gerilimlerden etkilenmektedir. Panama Kanalı'ndaki düşük tatlı su seviyeleri nedeniyle transit geçişlerde %36'lık bir azalma yaşanmıştır. Kızıldeniz taşımacılığı, küresel ticaretin %12-15'ini ve küresel konteyner taşımacılığının %20'sini oluşturduğundan, belirsizlikler devam ettikçe etkiler daha da şiddetli hale gelebilir.
Freight Forwarderlar İçin Stratejik Öneriler
Bu kriz, freight forwarderlar için önemli dersler ve stratejik değişiklikler gerektirmektedir. Tedarik zincirlerinizde esneklik ve dayanıklılığı artırmak, bu tür krizlerin etkilerini minimize etmek için kritik öneme sahiptir. Alternatif rotalar ve taşıma modları geliştirmek, beklenmedik durumlara karşı hazırlıklı olmanızı sağlar. Örneğin, Ümit Burnu gibi alternatif rotaların kullanımı, maliyetleri artırsa da, güvenli bir taşımacılık sağlamak açısından değerlidir. Bu tür rotaların planlanması ve yönetimi, operasyonel esnekliği artırarak, kriz anlarında daha hızlı ve etkili kararlar almanıza olanak tanır.
Sigorta maliyetlerindeki artışlar ve savaş riski primleri, maliyetlerinizi önemli ölçüde etkileyebilir. Bu nedenle, risk yönetimi stratejilerinizi gözden geçirerek, maliyetleri kontrol altında tutmak için proaktif önlemler almanız gerekmektedir. Sigorta kapsamınızı genişletmek ve riskleri minimize etmek için alternatif sigorta çözümleri araştırmak, bu süreçte faydalı olabilir. Ayrıca, müşterilerinizle açık ve sürekli iletişim kurarak, onları mevcut durum ve alınan önlemler hakkında bilgilendirmek, müşteri güvenini artıracak ve uzun vadeli iş ilişkilerinizi güçlendirecektir.
Dijitalleşme ve teknolojik yenilikler, tedarik zincirlerinin daha verimli ve şeffaf hale gelmesine yardımcı olabilir. İzleme ve takip sistemleri, operasyonel verimliliği artırarak, kriz anlarında daha hızlı ve etkili kararlar almanıza olanak tanır. Bu tür teknolojik çözümler, tedarik zincirinizin her aşamasında daha fazla görünürlük sağlayarak, potansiyel sorunları önceden tespit etmenize ve çözmenize yardımcı olabilir.
Küresel ticaretin sürdürülebilirliği için uluslararası işbirliği ve koordinasyon büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle, uluslararası kuruluşlarla ve diğer freight forwarderlarla işbirliği yaparak, ortak çözümler geliştirmek faydalı olacaktır. Bu tür işbirlikleri, bilgi paylaşımını artırarak, daha etkili ve yenilikçi çözümler geliştirilmesine olanak tanır. Ayrıca, uluslararası ticaretin devamlılığını sağlamak için politik ve ekonomik istikrarın korunması gerekmektedir.
Uluslararası Gönderi Sahipleri İçin Tavsiyeler
Uluslararası gönderi sahipleri için, tedarik zincirlerinin esnekliğini artırmak ve alternatif tedarik kaynakları geliştirmek, bu tür krizlerin etkilerini minimize etmek için önemlidir. Ayrıca, gönderi sahiplerinin, freight forwarderlarla yakın işbirliği yaparak, tedarik zincirlerinin her aşamasında daha fazla görünürlük sağlaması ve potansiyel sorunları önceden tespit etmesi gerekmektedir. Bu tür işbirlikleri, tedarik zincirlerinin daha verimli ve şeffaf hale gelmesine yardımcı olabilir.
Sonuç
Yemen'deki Husi isyancılarının Kızıldeniz'deki saldırıları, küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde derin etkiler yaratmaktadır. Bu durum, sadece ticaret yollarını değil, aynı zamanda enerji güvenliğini ve küresel ekonomik istikrarı da tehdit etmektedir. Uluslararası toplumun, bu kritik deniz yolunu korumak ve küresel ticareti güvence altına almak için acil ve kararlı adımlar atması gerekmektedir. Aksi takdirde, bu kriz, daha geniş bir bölgesel güvenlik krizine dönüşebilir ve küresel ekonomide uzun vadeli olumsuz etkiler yaratabilir.
Freight forwarderlar, gemi hatları ve uluslararası gönderi sahipleri olarak, bu tür krizlere karşı hazırlıklı olmak ve stratejik önlemler almak, işimizin sürdürülebilirliği ve başarısı için hayati öneme sahiptir. Gelecekte benzer krizlerin önlenmesi için daha dayanıklı ve esnek tedarik zincirleri oluşturulması büyük önem taşımaktadır. Bu süreçte, yenilikçi çözümler ve işbirlikleri geliştirerek, küresel ticaretin devamlılığını sağlamak için üzerimize düşeni yapmalıyız. Hem gemi hatları hem de uluslararası gönderi sahipleri için, bu tür krizlerin etkilerini minimize etmek ve ticaretin sürekliliğini sağlamak için proaktif ve stratejik yaklaşımlar geliştirmek bu zor günlerde hepimiz için esas görevdir.


Yorum Gönder