Küresel ticaretin can damarı olan denizcilik sektörü, sürdürülebilir bir geleceğe doğru kritik bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Dünya ticaretinin %80'inden fazlasını taşıyan deniz taşımacılığı, aynı zamanda küresel karbon emisyonlarının yaklaşık %3'ünden sorumlu. Bu durum, sektörün çevresel etkilerini azaltma konusunda acil adımlar atılmasını gerektiriyor.

Deniz taşımacılığının uzun döngüsü ve büyük hacmi, gemilerin uzun süreli seyir yapmasını ve büyük miktarda enerji tüketmesini zorunlu kılıyor. Özellikle uluslararası ticaretin küreselleşmesiyle birlikte, tedarik zinciri ağları dünya geneline yayılmış durumda ve
uluslararası deniz rotaları giderek zenginleşiyor. IMO'nun 2020 raporuna göre deniz taşımacılığı küresel CO2 emisyonlarının %2.89'unu oluşturuyor ve 2012-2018 arasında deniz taşımacılığından kaynaklanan emisyonlar %9.6 arttı. Uzmanlar, 2050'ye kadar önlem alınmazsa bu oranın %250'ye kadar çıkabileceğini öngörüyor.

Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO), 2023'te kabul ettiği yeni stratejiyle önemli hedefler belirledi. Bu hedefler arasında 2030'a kadar karbon yoğunluğunu 2008'e kıyasla %40 azaltmak, aynı yıl kullanılan enerjinin en az %5'ini sıfır veya sıfıra yakın emisyonlu teknolojilerden sağlamak ve 2050'ye kadar net sıfır emisyona ulaşmak bulunuyor. Avrupa Birliği ise Yeşil Mutabakat kapsamında daha iddialı hedefler koyarak 2030'a kadar emisyonları 1990 seviyelerine göre %55 azaltmayı ve 2050'de karbon-nötr ilk kıta olmayı hedefliyor.

Maersk Line örneği, alternatif yakıt kullanımının sunduğu önemli fırsatları gösteriyor. Şirket 2024'te 12 adet metanol yakıtlı gemi siparişi vererek CO2 emisyonlarında %95'e varan azalma hedefliyor. Bu dönüşüm yakıt maliyetlerinde %15-20 artışa neden olsa da, uzun vadede çevresel kazanımlar açısından değerli görülüyor. Hamburg Limanı da 2023'te 150 milyon €'luk yeşil altyapı yatırımı yaparak rıhtım elektrifikasyonu ile gemi emisyonlarını %60 azalttı ve yenilenebilir enerji kullanım oranını %40'a çıkardı.

Rotterdam Limanı'nda ETS maliyetlerinin etkisi dikkat çekici boyutlara ulaşıyor. 2021'de konteyner başına ortalama 45€ olan ETS maliyetlerinin 2025'te tam uygulamaya geçildiğinde 180€'ya çıkması bekleniyor. Bu maliyet artışı nedeniyle bazı hatlar rotalarını değiştirmeyi planlıyor. Valencia Limanı ise güneş enerjisi kullanımı ile %30 emisyon azaltımı ve elektrikli ekipman dönüşümü ile %25 verimlilik artışı sağladı. Ayrıca yeşil hidrojen pilot projesi ile sıfır emisyon hedefine doğru ilerliyor.

Avrupa Yatırım Bankası'nın sağladığı finansal teşvikler sektörün dönüşümünde önemli rol oynuyor. 2023'te 2.5 milyar €'luk yeşil gemi finansmanı sağlandı ve düşük faizli krediler ile 50 yeşil gemi projesi desteklendi. Karbon nötr projeler için %1.5 faiz avantajı sunuluyor. 

Sektörün geleceği, çevresel sürdürülebilirlik ile ekonomik büyüme arasında optimal dengenin kurulmasına bağlı. Bu denge, ancak tüm paydaşların aktif katılımı ve kararlı politikalarla sağlanabilir.


Yorumlar

Daha yeni Daha eski